tixati'ye geç ve rahatla!

interneti sömürdüğü için olabilir mi acaba?
indirme/gönderme hızını sınırlayın.

www.e-nasilyapilir.com

son versiyonunu kullanma.
2.2.1kullan öyle birşeyle karşılaşmadım hiç. bir de upload'u kıs demişler. o da öönemli.

utorrent internet erişimine etki etmez. torrent dosyası ve seeder sayısı etkiler. senin de sorun internet bağlantında muhtemelen.
denemediğim bişey kalmasın diyorsan daha az kaynak tüketen bir client kullanabilirsin. deluge ve transmission gibi.

eksiduyu.ru burada yazdığım cevabı oku.

yukarıda yazılan şeylerin hiçbiriyle alakası yok. bu utorrent'in son sürümünde peydahlanmış bir hata. 1 ay önce başladı böyle bir şey yapmaya. hala düzeltilmiş değil. ben qbittorrent'e geçtim tavsiye ederim.

dakika durmam, hemen kız öğrenci yurdu kondururum. biraz kar edip erkek kısmına da yatırım yaparım.

valla oralar çok sapa, ıssız yerler.

ben olsam böyle bir işe girişmeden önce okulla bu konuyu görüşür, öğrencilerin yurda ihtiyaçları varsa o yönde ilerlerdim.

sen kurmazsan başkası kurup parayı götürecektir. ilk kuran sen olursan bunun prestiji baya faydalı olur ilerisi için.

yurt kurmak hiç göründüğü gibi değil. çok çok maliyetli bir iş. eğer bunu yapacak gücün varsa ben de durma diyorum.

kuzey li'nin yazdıkları üzerine, sadece yurt değil de sosyal bir alan olarak inşa edersen tutulur gibi görünüyor. içinde 1-2 cafe, yeme içme alanı vs.

puma'nın en az satılan ayakkabıları bunlar. indirimsiz fiyatları da düşük oluyor. adamlar satamayınca indirim yapmış olabilirler.

Büyük ihtimalle replika..
Şirketlere dair hiçbir bilgi yok, biz sizi ararız diyor adamlar :)

Başka markalara da bakarsan, o fiyattan alınamayacağı kesin ayakkabılar var..

çindeki fabrikalar orjinal kalıpları uretim azalınca sahte olarak tekrar yapıp gönderiyorlar,yani pumayla alakası olmayan sahte ürünler.

Eminönü alt geçidinden alacağınız ayakkabıların orijinal olma ihtimali, buradan alacaklarınızdan daha fazladır. Sakın.

bunlar kesinlikle sahte

bit.ly

3400 km. emin misin? goo.gl

bulgaristan'dan geçerken çok dikkat etmelisin mesela.

Benzer bir yolu ben de kendi arabamla yaptım.

En başta, geçiş yapacağın ülkelerin vignet'lerini (otoyol kullanım parası gibi bir şey) araştır, aldığından emin ol.
Araba sigortasını söylememe gerek yok, biliyorsundur.
Avrupa'da park yeri çok sıkıntı, şehir içinde park ederken dikkat et, ceza yazmasınlar.
Türk olduğun için kaçakçı muamelesi yapıyorlar, özellikle Balkanlar'da sıkıntı çıkarıyorlar. Balkanlar'dan mümkün olduğunca geçmemeye çalışarak bir rota çiz.
Yunanistan hariç, diğer ülkelere Türk ehliyetinle girebilirsin, Yunanistan yeni anlaşma yapılmasına rağmen anlaşmayı tanımıyor.
Birçok yerde otoyollardan geçerken para ödemek zorunda kalacaksın. Yanında euro ve kredi kartı bulundur- her yerde geçiyor bu dediklerim.
En ucuz benzin Balkanlar'da bir de ;)

Kendisi en begendigim super modeldir dogrusu.

instagram.com

mükkemmel

@senialan kardeş senin işin çok kolay, türkiyede buna benzerlerine çok rahat ulaşırsın. bildiğin Seda tipinde biri bu? :D ben galiba ulaşılmaz diye de çok beğeniyorum bu kadını.. of bee.

Güzel tabi, maşallah

anongallery.org

yine duşa soktun kardeş.

Yakışıklı hatun.

kadın güzel, beğenilecek de kadın elbette ama benim için son nokta değil.

@senialan... ile aynı fikirdeyim esmerlik konusunda. ama koyduğu fotoğraftaki kadın çok çirkin. ben güzelini koyayım: upload.wikimedia.org

Beğenmedim, tırt.

@senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine(copy/paste yaptım evet)

no no no. hadi şunda anlaşalım: cdn.evilbeetgossip.com

gerçi bu tam esmer olmuyor sanırım.

@senialan son noktayı koymuş, dağılın.

penelope'u görene kadar diğerleri güzeldi. o kadın apayrı güzel

modeller mankenler bana "güzel" gelmiyor. gerçekçi bulmuyorum onları. gerçek olmayınca da güzel/çirkin diye nitelendiremiyorum

penelope <3. ama benim en favorim gillian anderson'dır

cinsiyet: kadın

yav bildiğin yeni evli çiftin ilk bebeğinin teyzesi bu kadın f.tqn.com

ben çok begenmiyorum

Ben Doutzen'a bayılıyorum, bir kere yüzü bebek gibi.
Çocuk doğursa bile victoria's secret'ta modası geçmedi, miranda kerr de öyle ama miranda bu kadın kadar mütevazi değil.
Bu kadının mütevaziliğini çok seviyorum, aşırı tatlı bir kadın.
Ayrıca ailesine çok düşkün olması da çok hoş, dış görünüşünün dışında kalbi de pek güzel.
Hatta ''Pek çok kızın eğitim hayatını bırakıp modelliğe başvurmalarında kötü örnek olduğum için kendimi suçlu hissediyorum'' diye demeç verdiği röportajı bile var. kendisini epey stalklamıştım <3

Ayrıca gitmişsin meleğin en çirkin resmini koymuşsun ^^

zntent.com

www3.pictures.zimbio.com

www4.pictures.zimbio.com

www1.pictures.zimbio.com

tırt, tırt.

www.details.com
vignette1.wikia.nocookie.net
bana mary gerek mary

herkese tik verdim de, neferkitty nin yorumu okuyunca hepsini kaldırıp sadece neferkitty ye tik koyasım geldi, üşendim.

apple store'daki cinyıslar daha anlayışlı olabilirler. orayı da bi denemek lazım hakem heyeti vs ile uğraşmadan önce.

Hocam ben zorlu dedim ama bi de Üsküdar Akasya da var sanırım, tam olarak bilmiyorum, nereye gitmeliyim bunun için, çok teşekkür ederim.

Apple'ın da sıvı teması ile ilgili kriterleri var. Ama genpa'nın bu durumu kötüye kullandığını düşünüyorum. iPhone 6 ile aynı sıkıntıyı yaşamaktayım; benimki de Genpa garantili ve şu an doğrudan Apple ile muhattap oluyorum, size de tavsiye ederim.

Gerçekten cahilliğim için çok çok özür dilerim, apple la nasıl muhatap olurum onu soruyorum aslında. Internetten randevu alamıyorum uygun yer yok diyo hem Akasya hem zorlu için. Direkt gideyim mi nasıl yapıyım?

Bugün 17:00-18:00 arası veya yarın teknik desteği arayabilirsiniz.
Size batarya testi yollayacaklar, bataryanızın sıkıntısının donanımdan ya da yazılımdan kaynaklandığını belirleyecekler. Bu noktadan sonra telefonunuzu fabrika ayarlarına döndürmenizi veya mağazaya/anlaşmalı bir teknik servise getirmenizi isterler.
Önce arayın yani:

Buyrun bu da destek hattı:
0216 282 15 11

maliye - 189

Bunlar tc kmlik no adres falan istiyor sıkıntı olmasın? Elemanlara vermesinler sonra x sizi şikayet etti diye

elemanlara verirler zaten.

mali polise de şikayet edebilirsin.

fiş vermeme cezası 200 tl + fişin %10'u.

Yanlış yapmışsın hiç sesini çıkarmadan şikayet edecektin. Şimdi ilk şüphe senin üzerinde toplanacak.

Çok sorun değil bir milyonluk sehirde, simadan bulamazlar ödemeyi nakit yapmıştım zaten. Sadece ad soyad bilgisi olmaması yeterlidir.

mali polis birşey yapmaz. onlarda cumhuriyet savcısından talimat alıp inceleme için vergi dairesine yazacaklar.
maliyeye detaylı bir şikayet dilekçesi yaz. ismimin gizli tutulmasını istiyorum diye özellikle belirt.

mali polis yapıyor. fiş vermeyen taksiciyi mali polise şikayet ettim, gelip başka konulardan ceza yazdılar :P

halı fişi derken? mali değeri varsa bir şey diyemezsin ona diye bilirim. gerçi o kadar büyük bir yere götürü uygulatmazlar ama. olsun yine de sorayım.

12 yaşındaki bir çocuk için tek başına bandırma'da yaşamak zor olabilir. ama böylesine de bir hevesi varsa önünü kesmek de olmaz. henüz genç, ilerde çok sosyal bir insan da olabilir. güvenebileceğiniz birisi varsa ona emanet edin, yalnız bırakmayın. günümüz şartları baya kötü çünkü.

anneniz çalışıyor mu? maddi durumunuz nasıl? gider de çocuk oraya uyum sağlayamazsa, yurtta rahat edemezse, anneniz ya da bir aile büyüğünüz o şehirde bir ev tutup, birlikte yaşayamaz mı? mesela emekli ve eşi vefat etmiş anane, babanne, teyze hala vs.

12 yasında bir cocuk olarak her yerde tek basına yasamak zor . bandırmalı biri olarak yaşaması çok kolay bir yer olduğunu söyleyebilirim ama diğer yandan bir anne ve abla olarak kesinlikle tek basına yasamanın derslerini aksatacağını düşünüyorum. eğer yanında kendisine eşlik edecek bir aile buyugu olmayacaksa onu bursada bir basketbol aktivitesine yonlendirmek ve tatlı tatlı vazgeçirmek daha kolay olacaktır.

burada sorun 12 yasında bir cocugun yalnız yasamak zorunda kalması. yatılı okul mu olacak_ bandırmada nerde okuyacak plan nedir kariyer vs bi ikinci planda olmalı su asamada.

yahu bursa'da kalma şansı yok mu, tofaş'ın altyapısı neyin yok mu en azından 16-17 olana kadar orada oynasa? yazık 12 yaşında çocuk ne yapacak orada yapayalnız.

bir cocugun arkadas cevresi olusturmasi, sokak kulturu edinmesi, ozguven gelistirmesi derslerinin iyi olmasindan daha onemli bence. ve spor bu is icin bicilmis kaftan. hele ki kendi de istiyor bunu zorla yaptirmiyorsunuz.

tabi cocuk benim degil o yuzden boyle diyebiliyorum :)

vereceginiz yer bir spor klubu, sokak cetesi degil. orda iyi bakarlar ona. basibos birakmazlar. bi kere zaten o cocuklarin hepsinden sorumlular. cocuklar birarada olacak, dayanismalari olacak kendi iclerinde.

hem en kotu ihtimal alir cocugu geri verirsiniz normal okuluna. ona da kendi karar versin hem. sevmezse, alisamazsa doner geri.

1. herkesin "mükemmel" bir öğrenime sahip olma zorunluluğu yok. lise hazırlığı aksar mı falan diye düşünmeyin. belki basketbolda, akademik açıdan başarılı oalbileceğinin 5-10 katı başarılı olacak. sizce hangisi onu daha çok mutlu ve tatmin eder?

2. eskiden (o kadar da eski değil aslında) ilkokuldan sonra sınava girildiğinde bir sürü çocuk 12 yaşında yatılı okullarda okumaya başlıyordu. hatta şu anda da iyi bir eğitim için bunu yapan çocuk sayısı oldukça fazla

3. sizin göreviniz basketbolla derslerini dengede tutmasının bilincini ona vermek, bunu sağlamak. tüm sorumluluğu ona atmayın. çocuğun dikkati dağılabilir ama sorumluluk bilincini verirseniz hem akademik hem de spor manasında başarılı olur

dünyadan pek çok örnek var. spor hayatı ile beraber iyi üniversitelerde iyi bölümlerde okuyan kişiler. evet, diğer insanlara göre daha yavaş işliyor ama bir şekilde dengeyi tutturuyorlar. dünyada bunun örneğinin olup türkiyede olmaması nedeni ise bizdeki " lise sınavlarına hazırlık süreci aksar mı, dersleri kötüleşir mi" kaygısı nedeniyle çocukları spordan uzaklaştırmamız

şu an benzer sorunu kuzenimde yaşıyoruz . ortaokulun başında telekom altyapısına gidecekken teyzemler dersleri etkilenir diye göndermemişti. şimdi lise 3'te ve dersleri çok kötü. bir şekilde basketbolcu olmasını ister hale geldiler. bu süreçte çocuğa hiç ne yapmak istediği sorulmadı ki o hep basketbol diyordu hala da diyor...

benim çevremde büyük sporcu olmuş, futbolcu olmuş, basketbolcu olmuş ya da kapısından dönmüş bir sürü insan var ve bu insanların bana ve çevremdekilere verdikleri öğütlere dayanarak şöyle bir "açılın ben uzmanım" diyebilerekten başlıyorum.

birincisi arkadaşımızın geleceğini ele aldığımızda üniversite okuması değil sevdiği mesleği yapması en önemli amaç olmalı. üniversite okumayı bir maharet sanıyoruz, bu çok yanlış.

ikincisi basketbolcu olmak isteyen ve buna 12 yaşında iyi bir takımda başlayacak olan bir çocuk için, kendini bu işe vermesi halinde profesyonel bir basketbolcu olma ihtimali ülkemizde %95 falan diyebilirim. zaten az sporcu yetiştiren bir ülkeyiz. basketbolda ise çok daha az sporcu yetiştiren bir ülkeyiz. ki bu sporcuların da çoğu 16 yaş civarı başlamış oluyorlar bu spora. daha küçük yaşta başlamış olanlar aileleri tarafından ya da kendi hevesleri geçince uzaklaşıyorlar spordan.

üçüncü olarak ise gerçekten bu işi isteyen bir çocuk, yaşı 12 de olsa, elinden geldiğince ayak uydurmaya ve dolayısıyla sporun ruhunda da olan sosyalleşmeye adım atacaktır.

dördüncüsü, bu işte gerçekten çok iyi para var. yani geleceği açısından endişe edilecek hiçbir durum söz konusu değil. oldu da 17-18 yaşında bırakmak istedi ya da başarılı olamadı. o zamana kadar üst düzey bir takımdan almış olduğu eğitim sayesinde, üniversite sınavında barajı geçmesi halinde bir spor akademisine girip kolaylıkla beden eğitimi öğretmeni de olabilir.

sonuç olarak, denemekte fayda var derim. bir öğretmen olarak da şunu eklemek isterim. bir çocuğun istekli olduğu her alanda ona destek olmanız ve sonuna kadar gitmesini sağlamanız çok önemlidir arkadaşlar.

Spor konusunu bilemeyeceğim fakat kendi ailemden paylaşmak istediğim benzer bir durum var.

Erkek kardeşim on üç-on dört yaşlarındayken iyi bir eğitim fırsatı için İstanbul'a yatılı gitmişti. Anti sosyal filan da değil, sadece ketum bir çocuktur. Duygularını paylaşmayı sevmez, içine atar. Ama çocukluğundan beri hep aşırı sakin görünümlüdür. Birkaç senelik İstanbul tecrübesinden sonra sürdürmedi, Ankara'ya aile yanına döndü. Gece bağırarak uyanmalar, birden öfkelenip patlamalar, kırıp dökmeler filan oluyordu. Kendisine bu nedir diye sorunca yaptığına pişman, dev gibi çocuk ağlıyordu beni İstanbul'a yolladınız diye. Şimdi genel olarak problemi yok, evli, üç çocuk babası fakat mesela aşırı sakin görüntüsünün altında aniden delireceğini herkes bilir. Özellikle vurgulamak gerekirse yatılı öncesinde yoktu böyle bir hali.

Kardeşinizin kişiliği bence çok önemli. Endişelenmeniz gayet yerinde. Şu an için kişiliğiyle ilgili net bir şey de denmez çünkü tam ergenlik dönemi. Zor bir karar, inşallah ne karar verirseniz verin hepiniz için hayır olsun dilerim.

kardeşinizin boyu kaç? diye sormam lazım.

Rahat 2.05'e filan erişebilecekse, profesyonel basketçi olması işten bile değil, yetenekli olmasa bile. Bu da, çok da stress yaşamadan sağlıkllı bir hayat sürmek demek. Hele bir de yetenekliyse, tutmayın küçük beyi.

Ayrıca 12 yaşında üstünü örtmeniz; üzerine gereksiz düştüğünüzü ve çocuğun sosyalleşip, kendi kimliğinizi kazanmasını zaten geciktirdiğinizi gösteriyor. Kendi yaşındakilerle geçireceği, ama sizi haftada/iki haftada bir ziyaret ettiği ve sizin Skype/telefon üstünden kontrol ettiğiniz bir düzende işler gayet güzel yürüyebilir.

Ben üniversite sınavından once 2. ligde oynama şansı yakalamıştım. Yetenekli olmama ragmen, boyum kısa olduğu ve derslerim çok iyi olduğundan basketbolu seçmedim. Ama 1.95 civarı filan olsam kesinlikle sporcu olmayı seçerdim.

Bence kardeşinizle, doktorlarla ve kulüple konuşup, kardeşinizin kaç boyuna erişebileceği, ne kadar yetenekli olduğu, eğitim seçenekleri ve kardeşinizin ne kadar bunu istediği gibi konularda bilgi edinin.

İlerde derslerinin kötü olması birşey ifade etmiyor, bu yaşta bır meslek edinmiş olacak zaten. Genel kültür sadece okuldaki ezberci eğitimden elde edilen birşey değil. Hiç kasmadan, maçlar sayesinde pek çok ülke gezip, insan tanıyabilir. Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?

Hepinize çok çok teşekkürler üşenmeyip fikirleirinizi paylaştığınız için.

Evet sosyalleşme konusunda eksik olduğunun farkındayız. Zamanın kötü olmasından, ve etrafta arkadaş olabileceği çocukların olamamasından yalnız kaldı bu anlamda.

Bir düşüncemiz de annemin onunla beraber ev tutup oraya yerleşmesi. Babamın da Bursa'da tek başına yaşaması.

Ben evli olduğum için bu bağlamda bir yardımım dokunamayacak ne yazık ki.
Yardım edecek, gözetecek bir akrabamız da yok o çevrede üstelik.

Bursadaki Tofaş ı Hocası ilerisi için uygun bulmadığından, Banvit'in daha iyi olduğunu düşündüğü için Bursadaki takımları istemedi.

Gerçekten hepinize tek tek teşekkür ederim tekrardan.
Hakikaten oldukça zorlanıyoruz nasıl bir karar verebiliriz diye.

Bu arada 1.78 şu an için boyu

türkiye'de işlemiyor bu durum. bizim ülkemizde bar, alkol, starbucks v.s biraz çevreye hava atmak, cool olmak ne biliyim marjinal olmak amacıyla yapılıyor. yabancı ülkelerde ise mahalle arası esnaf lokantası misali insanların tek amacı içmeye gitmek.

hal böyle olunca ülkemizde insanlar o imajı çizdirmemek için kavga etmiyor. yabancı ülkelerde bol bol ediliyor.

oldum taksim'de. yıkıldı ortalık masalar sandalyeler felan. sonra birileri araya girdi iki tarafı da gönderdiler, izlemesi zevkliydi. benim olaydaki eleman tek başına 4-5 kişiyi indirmişti.

@aat bh
nerede olduğu önemli değil. ufak tefek şeyleri de saymıyorum. yukarıdaki tanıma uyanlardan var mı onu merak ediyorum zaten.

ben tam da filmlerdeki gibi bir sahneyi yaşadım. taksim'de bir mekanda sanırım 6 kişiye karşı bir kişi ortalığı duman edip savaşmış(baya baya teknik dövüşten bahsediyorum) ve hepsini yere devirmişti. sonra da boş bir masaya oturup "bana bir cin tonik ulan" diye bağırmıştı.

ülkemizde oç şerefsiz gibi en ufak sürtüşmede 20 cm'lik bıçağa koşuluyor,onu geçtim yapıtırımları da az artis artis geziyorlar. o yüzden rastlanmaması normal. en güzeli bu oç'lere bulaşmamak ya da yol yordam biliyorsanız silahla dizaltı çalışmak.

ağva diyorum, göl kenarı diyorum, pansiyon, oteller diyorum. olur diyorum.

sapanca gölü kenarında rakı balıklı, bungalovda kalıp natürköy'de kahvaltı etmeli versiyonunu yapmıştık benim sevgiliyle. tavsiye ederim.

büyükada bence. kışın sessiz, sakin, huzurlu. yapacak bi şey yok tabi öyle ama pazar sabahı erkenden kalkıp mis gibi doğada gezmek çok güzel. hem de masrafsız.

ağva +1.

yalova taraflarında dağ evleri var güzel, sakin ve ormanın içinde.

var.

ben.

sadece başlığa cevap vermişim. dikkat etmesi gereken şeyleri bilmiyom.

solarlunarx.blogspot.com.tr

Burç diye bir şey yok kesin bilgi.

bu yıl ikizler burcu için çok iyi bir yıl olacakmış, çok şanslı ikizler her konuda.

kadınlar çiçektir, çiçekler su ister reklam sloganı kadar mal değil. bence ne anlatmak istediğini gayet güzel anlatıyor bu arada, narin korunmaya muhtaç ve güzel bir koku ve görüntüden ibaret nesne değiliz diyor bunu da çok bilindik bir kalıbı yamultarak yapıyor.

hayır, çok kullanılmış olduğu için kulağa sıkıcı gelebilir artık ama ilk gördüğümde gülmüştüm. ana teması da kullanılışı da çok hoş.

senialan'ın yazdığı şekli çok kötü. bence "kadın kadındır, çiçek babandır zaaaa xd" çok daha başarılı bir slogan olurdu. sonra "anan" yerine "baban zaaa" kullanılırsa da iyi yürünürdü oradan bence.

belirteyim bu arada ironi vs. ile yazmadım gerçekten bu şekilde düşünüyorum. neticede güzelce anlatılan laftan anlayan, etkilenen insan değiliz. bu şekli daha akılda kalıcı.

kadın haklarını savunan sloganların yarısını ironiden anlamayan mal nesil anlamıyor, yarısı da kadın hakkı makkı savunmak istemediği için feminist shit, başarısız espiri gibi alaşağı etmeye çalışıyor. fakat bu espiri değildir. gerçekliğine, cürretine inanamadığınız, sindirmek istemediğiniz için 'şaka', 'mal şaka' diye değerlendiriyorsunuz.

koşun genelleme:
kadın haklarını savunan kadınlar ortalamanın üzerinde zekaya sahiptirler. vizyon problemi yaşayan, analitik zekadan mahrum, hala kabul gören zihniyetin anlayışı, temel kırıntıları arkasından düşünen abidik gubidik kitlelerin hedefi olacaklardır fakat bir taraflarında da değildir.

tamamıyla feminen zırvalarından birisi.

"kadınlar çiçektir." lafını yanlış anlamak için özel olarak alınganlık kasmak gerek ya. çiçekleri düşününce benim aklıma dünyaya kök salmış ve de insanlara ihtiyaç duymadan yaşam döngüsünü devam ettiren güzel ve bazen muhteşem varlıklar olduğu geliyor. çiçek denildiğinde evde vazoda veya saksıda duran çiçeği öncelikli olarak düşünmek nedendir, bilmiyorum.

bu sloganı atan kadın kadın-erkek eşitliğine inanmayan erkeğe pezevenk diye hakaret de eder. işin ciddi derecede ironisi de bu noktada.

Mal tabii ki, saçma sapan bir şey.

Arko Nem'in "Tüm kadınlar çiçektir ve çiçekler su ister" reklamından kaynaklanma bunlar. Cildim kuru ve çiçeğin su istediği gibi cildim de krem istiyor, bu iki iki dört kadar net benim için. Bu reklamı izlediğimde ben de eys of speyds gibi düşünürdüm, hatta insanlara ve güzel olan her şeye "gül gibi, çiçek gibi" falan da derim.

Ama burada kötü niyet aramanın da yerinde olabileceğini düşünüyorum. Çiçek deyince narinlik, kırılganlık, zarafet ve yüzeysellik de akla gelmeyecek şey değil. "Bakıma ihtiyaç duymak" da bangır bangır alt metinde bağırıyor bir yerde. "Biri gelip seni sulamalı" diye bakan da olabilir. Bu bakış açısına bu slogan layıktır ancak. (Araya ekleme: Yine de "Çiçek babandır" denmesi içimi rahatsız ediyor. "Anandır" dense de "Babandır" dense de bir fark yok benim için. Eğer çiçek bir aşağılama lafı ise, anne ya da babanın aşağılanmasının ne farkı var ki. Ataerkil düzeni yermek için ata tarafını yermek içime sinmiyor. "Kadın kadındır, çiçek parktadır" gibi bir şey benim daha çok içime sinerdi)

Kendi kafamda çiçeğin oluşturduğu algıya göre ise kadın erkek, topluca çiçeğiz. Hepimiz bu dünyanın ürettiği ayrı ayrı rengi, şekli ve kokuları olan güzellikleriz, herkes kendine özgü ve eşsiz. Art niyet sezmiyorsam, ben çiçek olmayı kabul ediyorum açıkçası, babam da çiçek, abim de, annem de.

Değil.

hayır değil, bu sloganı mal yapan size göre nedir?
başarılı bir slogan bu; herkesin anlayabileceği kadar basit, akılda kalıcı, dikkat çekici, eğlenceli ve gönderme yaptığı yer net. içeriği de, slogan hali de doğru.

evet son derece mal bir sloganmış şimdi gördüm.

derinlemesine inmeyeceğim de bunu diyen kadının iltifat, iki güzel söz hak etmediğini düşünüyorum. sanki hakaret edilmiş ha. kadını güzel bir varlığa benzetmişler, çıkmış "babandır" diye atar yapıyor.

sen çiçek değilsin tamam. sen kadınsın. ama benim karım benim çiçeğim. benim annem benim çiçeğim. babam da belki bir çiçek değil ama bir ağaç, bir çınar.

bunu anlamayacak kadar sığ isen sen ne çiçeksin, ne ağaçsın. sadece art niyetli bir kadınsın ve hiçbir iltifatı, hiçbir güzel sözü hak etmiyorsun.

bence "bakıma muhtaç"tan çok narinlik, kırılganlık alt metni içeriyor. içersin, kötü mü bir kadın için narin olduğunu düşünmek. "kadın erkek eşittir" mottosu sadece insan hakları için geçerli birader. kadın da erkek de eşit haklara sahip denmek isteniyor. kadın erkek fiziksel güç olarak, dayanıklılık olarak eşit falan değil. bunu kim iddia edebilir? bu bir kadının niye zoruna gidebilir? demesi kolay. git inşaatta nakliyede çalış bakalım madem kırılgan, narin denmesi zoruna gidiyorsa?

o yüzden narin ve güzel bir varlığa benzetilmek bir kadının gücüne gidip atar yapıyorsa, o atarlı slogan, mal bir slogandır.

çok başarılı çünkü insanların ayarlarıyla oynuyor, şimdiye dek alışık oldukları fikri sarsıyor

ikincisi bir şeyi eleştirirken çıkış noktamızı da belirtirsek ona göre yorumlar alabiliriz

mesela

bu slogan çok mal "çünkü" kelimeler küçük uyumuna uygun değil
bu slogan çok mal "çünkü" kafiyeli değil
bu slogan çok mal "çünkü" başka yerde kullanıldı çalıntı

herhangi bir sebebi olmalı, ya "bence" çok mal, ya "bana" çok saçma geliyo diye eleştiri olmaz

her şeye doğrudan saçma, mantıksız etiketi yapıştırıyoruz da ondan şey ettim, kişisel değil vincent :)

kibritsuyu +1000

bu ülke 'böyle yapsan ne değişecek yea'cılarla dolu olduğu ve bu nedenle her konuda başkalarına bağımlı, sıfır üretken, ara eleman ülkesi olmaya devam ettiği için, ideolojik altyapısı da bu hımbıllıktan 'bu kadar ufak şeylerin kıymeti olmayacağına' ve biraz analitik düşünmenin 'gavatlık, elitistlik, fularlı entellektüellik' olduğuna falan hizmet ettiğinden, muhtemelen altındaki ideolojiyi hor görecektir.

sloganı mal bulan adam bu fikrini 'kadına çiçek babaya çınar ağacı' diyerek temellendiriyor(!). kalan random shit vecizeleri okumaktan gözlerim yandı. hamiş: bu slogan zaten bu sloganı mal bulanlar için bulunmuş. bu kadar çok mal bulan çıktığına göre yerine ulaşmış. tebrik ediyorum mucitlerini.

aychovsky +1

valla tekrarlamak gibi olacak ama yine de belirtmeden edemedim: kibritsuyu +1

Degil, asil orijinal slogan sacma niye erkeklerin cildi cilt degil mi neme ihtiyac duymuyor mu, guzellik ve zerafet sadece kadinlara mi ozgu ya da sacmalik

Bütün feminist sloganlar gibi bundan da gerizekalılık akıyor. Loser kadınların kendi kendine gelin güvey olması çok komik.

Kadinlar cicektir sozunde bir terslik bulamiyorum. Eger isterseniz, bircok şeyden - olmasa bile - art niyet cikarabilirsiniz. Bu da oyle. Cicegin zayiflik kismina vurgu yapilmiyor kadina ithafen soylendiginde, cicek guzelligiyle estetigiyle on plana cikan bir obje, zayifligi acizligiyle degil.
Dolayisiyle burada vurgu yapilan sey KESİNLİKLE zayiflik degil. Gidip de evinize, bahcenize "dur soyle hassas, zayif aciz bir obje alip koyayim" dusuncesiyle cicek almazsiniz, "soyle renkli, guzel, estetik, goze hos gozuken gos bir sey alayim" dusuncesiyle cicek alirsiniz. Boyle sacma sapan fikirleri ortaya atabilmek nasil mumkun oluyor? Art niyet ise kadina cicek denmesinden bu anlami cikartmakta. Kadinin kendisine cicek gibi hos, estetik ve narin diye iltifat edilmesine ihtiyaci yoktur, o tamamen ayri bir konu.
Ayrica babalara laf gidiyor boylelikle simdi ne yapacagiz?

Birazcik mantikli ve gercekci dusunmek lazim. Cicek fiziken guclu ve saglam degildir ama estetik yonden ve pozitif enerji verme yonunden epey gucludur. Bir kadin da fiziken zayiftir, bu da doganin bir gercegi. Yani cicek gibi fiziken zayif ve hassastir ama guzeldir, cekicidir. Bir kadini bilek guresinde kolaylikla yenersiniz ama bir kadindan mutlaka daha zekisinizdir diye bir sey yok bir erkek olarak mesela. Simdi, bir kadinin kollarinin gucsuz oldugunu iddaa etmekte hicbir sakinca yok o halde. Cunku bu tabiatin gercegi. Bir kadinin cicek gibi kirilgan ve guzel oldugunu ifade etmekte de sakinca yok. Yasadigimiz evrende kadin erkegin birbirinden ayrildigi bir cok nokta var, saglamamiz gereken sey ikisininde daima esit haklara sahip olmasi. İkisinin de birbirine ustunluk sagladigi noktalar var, bunlari kurcalamanin hicbir anlami yok.
Eger ters anlamlar cikartmak isterseniz, kadin ve erkek uzerine soylenen ne varsa tamamina yakinindan her birinden bir suru ters anlam cikartirsiniz, eger isterseniz bunu rahatlikla tlyaparsiniz. Ben yapabilirim mesela.

kaç senelik hesabımı sadece 1 kez tanım yapmadım diye sildiler. pkk sempatizanları, boklu hümanistler tanım yapmadan takılıp kral sayılırlar.

benim de ilk hesap öyleydi. tanım girmedim diye silmişlerdi. şimdi paldır küldür. hafta bir yazıyorum zaten artık. daha ziyade duyuru taraflarındayım. kalmadı sözlük olayı.

sedet para kazandığı sürece kapatmaz siteyi. anca zarar etmeye başlarsa kapatır gibime geliyor.

öncelikle bence duyuru sözlükten çok daha beter durumda.

ben de bir kere uçuruldum diğer hesabımda. düşününce uçuruluşuma hak veriyorum, başımıza geldiği için kalanlara bok atmak çok akıl karı değil. sözlüğün pkk sempatizanları ve hümanistleri kollama gibi özel bir amacı da olamaz, yazarlar rağbet ediyordur o yüzden alkışlanıyordur bahsi edilen tayfa. sözlükte alehinize bir şey gerçekleşince olayı çok kişiselleştirmeyin bana kalırsa. açın başka bir hesap ve bu sefer daha dikkatli olun. neticede sözlüğü sözlük yapan yazarları, yöneten ekip değil.

kodugumun teröristlerinin doldugu hdp pkk güzellemesi yaptıgı oluşum haline geldi artık.

beğenmiyorsan yazma?
format diye kıçını yırtıyorsan formatı olan sözlüklere git? 39083029489302 kez şikayet edildi formatın sikkoluğundan ama değişmiyor.
neden?

çünkü para tatlı şey işte.

not: formatı bozmamaya çalışan biriyim.

benim de 4. nesil bi hesabım kapanmıştı sözlükteki bi celebrity ile karşılıklı hakaret ettiğimiz için. o da bana hakaret etmesine rağmen onunkine bir şey olmamıştı. tipik türkiye örneği. sedet cumhurbaşkanı ya da başbakan olsa tayyip gibi yönetir ülkeyi orası kesin.

@rakicandir

yahu birader yazdıgımı kim söyledi? takipçi oldum ben her zaman, ama artık görülüyor ki takip edecek bir şey kalmadı. "beğenmüyorson yazma, git baska yere" diye abukça tavsiyeler verecegine sen de yazmamayı deneyebilirsin mesela. belki sedetin para muslugu olma vazifesinden kurtulur aklını basına almasının parcası olursun.

bu mudur? www.google.com.tr

evet o ama afişte iyiymiş

göğüs vs için groomer, bacaklar için tüy dökücü. ama daha iyi çözüm bulursam saniyesinde geçerim.

sıfır aldıktan sonra ikisinin de birbirinden etki anlamında farkı yok. jilet de buna dahil. aralarındaki en önemli fark tüy dökücü kremde kimyasal olması.

ha ben tüysüz olduğum için hiçbirini kullanmıyorum gerçi.

tıraş bıçağı

saç kesme makinası
sinekkaydı sevmiyorum

Groomer

tüy dökücü ama epilasyon yaptırmayı düşünüyorum uygun zamanda.

ağda yaptırın cillop gibi olur www.youtube.com

şaka bir yana bacak falan işlerine hiç girmeyin.

geçen bir ara youtube'da izlemiştim. kalitesi fena değildi. oraya baktın mı? kaldırılmadıysa oradan çekersin ya da izlersin.

en yakın arkadaşın olduğundan emin misin?

evet en yakın arkadaşım ama okuldan. ailemle ilgili sadece anlattığım kadarını biliyor ama, ondan kafası karışmış olabilir.

beyaz türk kelimesini kimileri zenginler için, kimileri de kendi çekmiş olduğu acıları zorlukları yaşamadığını düşündüğü kişiler için kullanır. çocuk seni sanırım ikinci kategoride değerlendiriyor ve sana öyle işlem yapıyor :)

sana laf sokmaya hakkı yok, eğer böyle devam edecekse onu ortamından çıkar derim. zaten normal gidişat insanın sinirlerini yeteri kadar bozuyor bi de sana durmadan laf sokma çabasında olan biriyle uğraşmana hiç gerek yok.

Böyle arkadaşım olsa üzerine ketçap sıkarım.

@ketçapli dondurma nasıl yani:))

Gereksiz insanlari sevmem. Bir yemeğin lafını yapan arkadaş mı olur.

bence baya baya kürt'sün.

yarak kafalının tekiymiş, kusura bakma. yemek ısmarladığın adama lafını yapmazsın, daha sonra bile lafını etmezsin. O da sonra sana ısmarlamak istediğinde aklından çıkmış olur.

kıza yaranacağım diye laf sokmuş olmasın ?

@m murphy eyvallah kardeşim, kürt olunca ne fark edecekse?
@kimlanbu evet, inceden yazıyor o kıza zaten. olasılıklar dahilinde.

bir şey fark etmeyecek. beyaz türk olunca ne fark ediyor mesela?

beyaz türk lafı beni uyuz ettiği için sordum bu soruyu zaten. bana hiçbiri fark etmez.

peki kürt deyince de uyuz oluyor musun? hani beyaz türk müyüm diye sorduğun soruya kürt'sün deyine bir zoruna gitmiş gibi "eyvallah kardeşim" çekmişsin. tik atmamışsın falan?

cockblocking yap çocuğu kötüle kıza tavlayamasın. en büyük kıllığı yapmış olursun girsin götüne ^^

beyaz türk veya değilsin bilmiyorum ama böyle laf sokmaya hakkı yok aleni. tilt olurum böyle tiplere. dediğimi yap sen.

zoruma gittiği için eyvallah kardeşim çekmedim, bilmeden konuşma.
sadece verdiğin cevap alakasız geldi.

@fransizkalanadam merak etme kızın çocukta gözü yok:)
@m murphy çok alakasız şeyler söylüyorsun, sorumla ilgisi yok, adana çık aradan.

(bkz: yav he he)

@m murphy ne yav he he, kürtlerden söz ettim mi de hemen sazan gibi kürt'sün diye atlıyorsun oradan? alakasız işte, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışmaya.

adasfadf

tamam yav tamam. bu kadar gereksiz ve saçma bir soruya hak ettiği cevapları vereyim dedim de yok yani. çevrendekilere sabır diliyorum "kardeşim".

buna sen mi karar vereceksin, istediğim soruyu sorarım. şuna bak ya.

beyaz türk ertuğrul özkök gibilerin tanımıdır. anlattığın kadarıyla öyle bir şey göremiyorum. ama beyaz türk maddiyatla da ilgili değildir zaten. hayat görüşün, insanlara davranışın vs de çok etkili.

ama konuda daha da önemlisi. bir ortamda kıza yaranmak için arkadaşını küçük düşürmeye çalışan insanlardan uzak dur her zaman. o kız da bunu farkettiyse soğumuştur zaten çocuktan.

2

II

fikir iyi ancak opsiyonel olması fikri daha iyi.

m murphy +1

hiçbir etkisi yok. bu change.org siteleri insanlar kendilerini iyi hissetsin diye kurulmuş ve insanların bak ben buna karşı geliyorum ulan diye gazlarını aldıkları sitelerdir.

türkiye için murphy +1

millet iç güvelik paketi karşıtı change'de imza atıyor. sonra "ben bu pakete karşıyım ve bunun için bir şey yaptım" diyor. insanlara "ben bi şey yaptım" dedirtmekten başka bir amacı yok.

bir konuda bir şey yapacak olan insanlar, doğal olarak önce ne kadar destek gördüklerini bilmek isterler. örneğin ben böyle bir konuda eyleme girişecek olsam, önce fikrimin toplumun bir kesimi tarafından kabul görüp görmediğini bilmek isterim. eğer destek görmüyorsam, ne kadar eyleme geçme heveslisi olursam olayım, bir durur düşünürüm "acaba bir yerde hata mı yapıyorum" diye. eğer beklediğimden çok destek görürsem de insanların buna ihtiyaçları var der daha fazla motive olurum.

--------------

www.takvim.com.tr

bak bu kadına, insanların desteğini arkasına alınca ne kadar büyük işler başarmış. bu işin o kadar büyük bir etkisi olduğunu bilmeseydi, böyle kendine güvenebilir miydi sanıyorsun.

özellikle türkiye'de devletle ilgili işlerde hiçbir işe yaradığını düşünmüyorum.
ancak bir firmayı, kuruluşu hedef alıyorsa bu kampanyaların işe yarama ihtimali oldukça yüksek. örneğin "şu şu kampanyanıza tepki veren ve değiştirmenizi isteyen 100.000 insan var" diye net bir rakam vermek oldukça önemli.

yani hedef alınan, değişiklik istenen kuruluşun bir kurumsal iletişim departmanı varsa (yani birilerinin işi firmanın itibarını korumak ise) işe yarama olasılığı çok yüksek.

Haksız bir talep olur. Sözleşme de yoksa netice alamazlar. İcra takibi yapılırsa itiraz edin.

O orada calısan biridir belkide. Avukat diye aratmıslardır seni.

Firma batmak üzere filan mı acaba? Bi telaşa düşmüşler sanki. Ayrıca icra takibine gidecek olsa o borç 2013 senesinden itibaren faizle katlanırdı. Öncelikle sizi arayan kişiyi bir araştırın adresini alın , belki orada çalışan tiplerden biridir. Bir de sözleşmeniz varsa eğer onu isteyin. Neye istinaden talep ediyormuş gerizekalılar.

"Yalnızca firmanın avukatıyım, 1200 tl. bakiye gözüküyor, detayı göremiyorum" dedi.

Şimdi hatırladım, hiç bir yere imza atmadım, kredi kartı ile ilk seans ücreti olan 400 tl yi ödedim o kadar. 3 seans daha kalmıştı ama telefon açıp vazgeçtiğimi söyledim. Tamam dediler.

2013'den beri yeni mi akıllarına gelmiş

@primetime yok adam adını verdi telimi kaydedin dedi. Yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız, firmayla görüşün beni bilgilendirin dedi.

Ama bana uygulama yapan doktor bile halen orada çalışmıyor olabilir artık. Yüzümü bir kere gördü, beni bir daha hatırlar mı hatırlamaz mı bilemiyorum ama gidip yarın kozlarımı paylaşıcam. Bunca dediimin arasında bir de bu çıktı. üstelik benim gibi, her faturasını, aidatını günü gününe ödeyen birine. :(

adamı arayıp hangi belgeye istinaden tahsilat talep ediyorsun diye sorsana bi.

Firmayı bu sabah aradım, muhasebeyi bağlıyın dedim. Sekreter kız konu nedir deyince, durumu anlattım. Aaa çok özür dilerim, benim hatam, bakiyeyi silmem gerekirdi, hemen düzeltiyorum, ben avukat beye de haber veririm vb. dedi. Ama ben kendisini ararım dedim.

8 yaşındaki kızım, dün akşam mutfakta ben avukatla konuşurken beni dinlemiş, ben farkında değildim . Annanesine telefon açıp, anane annemin hesaplarına haciz gelyormuş, ben biriktirdiğim harçlıklarımı vericem anneme demiş. :( Canım yavrum yaa, yok yere çocuğun pisikolojisi bozuldu.

bence dolandırmaya çalışmışlar. yemediğini görünce de geri adım attılar.

çocuk için kötü bir şey değil, merhamet duygusu pekişiyor.

forumda doktorların cevap vereceğini sanmıyorum. neticede adamların zaten kısıtlı zamanları var onu da para kazanmadıkları bir yerde danışmanlık yaparak harcamazlar diye düşünüyorum. olsa olsa doktorluğa özenen tiplerin yorumları olabilir. o da güvensiz olur.

hocam böyle destek grupları falan oluyor, "aynısı kaynımda da var" diyorlar vesaire o tarz bir şeyler de işimi görür. hani aynı sendeki gibiydi, sonra öldü möldü bir şeyler yazsınlar yeter ki. uzman olmasına gerek yok. zaten ona göre hareket etmeyeceğim, sadece fikir istiyorum.

psikiyatriye gidin.

@fayfim, psikiyatriye zaten gidiyorum. anlattığım zaman sadece bu durumun psikolojim üzerindeki etkisi hakkında konuşuyorlar. en az 6-7 doktora gittim ve hepsi sistemsel bir rahatsızlık olduğu konusunda hemfikir ama ne olduğunu çözemiyorlar. sürekli kas ağrısı çekiyorum, düşük ayak var. psikiyatri buna ne yapacak?

ne olduğunu çözemeyen doktor sevk eder. 6-7 değişik doktora giderseniz bir sonuç alamazsınız zaten. tek bir doktora sürekli gideceksiniz. bu işin en sonu da üniversite hastaneleri zaten. eğer kimse sizi üst merkezlere sevk etmiyorsa da ciddi bir hastalığınız yoktur zaten. o yüzden psikiyatriye gidin dedim.

bankalar tümler en mantıklı hareket otobüs durağı varsa oraya uğramak. ben 500 lira oldukça dolmuşculara götürüyorum para bulmuş gibi seviniyorlar.

banka olur, niye olmasın?

fırınlar marketler filan "daha yok mu" diye bile sorarlar.

bime git tümlerler.

BİM yapıyor diye bi duymuştum ama emin değilim. Bakkallar, dolmuscular vs de tümler. Sorun cekinmeyin. Camiden mi gelmiş diye düşünmezler yani.

ben BİM'de hallediyorum bu işi.

Herhangi bir bankada hesabınız varsa götürün, hesabıma para yatıracağım diye önlerine dökün :) sonra da çekersiniz parayı.

aynen öyle yap, sonra camide işler nasıl abi diye sorarlar haha

bim, a101 tarzı marketler.

müşteri giriş çıkışı çok olduğu için bozuk para ihtiyaçları oluyor heralde.

bim, a101, şok gibi marketler tümlüyor.

uygun bir saatte git, insanları bekletme :)

inşaat mühendisi bir arkadaşım 4 ayda, haftada bir kaç akşam, iş çıkışları bir iki saat çalışmayla 78 aldı.

gecen sene ben 3 ayda 88 aldim, ama bu durumu genellemek mantikli degil. sayisalci oldugumdan matematige bakmadim diyebilirim ama cozumlu 30 tanedan fazla deneme cozmusumdur. 3 yanlis yaptim sinavda. turkcede sadece mantik sorularina calistim diyebilirim. ne durumda oldugunu soylersen daha net bi plan yapabiliriz.

eğitim bilimleri. alan da ingilizce öğretmenliği. eski sayısalcıyım o yüzden o kısımdan bir avantajım var diyebilirim.

Alan sınavı belirleyici artık. Ben de ingilizceciyim. Alan sınavı gelmese belalım matematik yüzünden atanamıyordum bu sene de.

metrobüsle cevizlibağa devam, cevizlibağdan tramvayla geriye gibi.

aktarma yapması kolay mı metrobüsten tramvaya? aynı yerdeler mi yoksa yürüyor muyuz yani?

cevizlibağda aktarma arası bir üst geçit kadar. aynı yerde denebilir.
köprüden üsküdara gitmek + marmaray + sirkeciden tramvay da bir seçenek, ama köprüye bir kez çıktıysan inmek vakit kaybettirecektir. tam nereden yola çıkacaksın?

neden boğaz köprüsü? birisi orada mı bırakıyor, yoksa oraya kadar nasıl geliyorsun? belki çıkış noktasından itibaren daha farklı bir güzergah sunabiliriz.

cikis noktam marmara uni. and. hisari kampusu. 14m ya da 15f ile kopruye gelip devam etmeyi dusundum.

ordan direkt üsküdar, marmaray, tramvay daha sıkıntısız rota.

o sekilde ne kadar surer uskudar'dan? metrobusu hesapliyorum da marmaray'i henuz hic kullanmadim.

üsküdardan marmarayla sirkeci inmesi binmesiyle 10 - 15 dk. 15 -20 dk da tramvay koy.

Same here. Umursamiyorum. Kiskancliklarindan ya da meraktan diye dusunuyorum. Bakilacak bir seyim yok benim de bence ama bakiyorlar. Kadinlar ikiye ayrilir; hemcinsini bastan asagi suzenler ve ilgilenmeyenler.

ben senin aksine dikkat çekici bir tipim sanırım. süzülme durumuna sürekli maruz kalıyorum. herhangi bir rahatsızlığım yok umursamam da pek.

bu arada ben oradaki 3lü kadın grubundan olabilirim. üniversitede çok kötü bir alışkanlığım vardı ben ve iki en yakın arkadaşım biz bütün gün oturup gelene geçene bakar kendi aramızda dalga geçerdik tiple saçla kıyafetle. ama deli gibi süzmezdik.

özledim kızları şimdi :(

çekici&sıradan olup olmaman önemli değil, sendeki bir ayrıntı (kıyafetin, duruşun, saç modelin vb) dikkatlerini çekmiştir, canları sıkılıyordur karşılarına sen çıkmışsın seni çekiştirmişlerdir :) veya konuştukları konuyla ilgili bir ayrıntıya sende denk gelmişlerdir (oje rengi, çanta modeli vb).

veya kıskançlıktır. her türlü yapacak bir şey yok, içinden gül geç :)

bana da sürekli oluyor. çünkü çok yakışıklı, seksi ve karizmatiğim. suçlayamıyorum o yüzden.

edit: kadınlar tarafından süzülme diye okumuşum. ama bu benim yakışıklı ve karizmatik olduğum gerçeğini değiştirmiyor.

Bu genelde ortam kasan tipte ve mentalideki kadınlarda oluyor.
Lisede en popüler olmak için bir tarafını parçalayan Merve, üniversite bitince bu hale geliyor sanırım.
Başkası ne giymiş bakarsın, incelersin çaktırmazsın ama O'nun göreceği şekilde bariz bir şekilde bakıp, birlikte gülüşmeler filan en başta ayıptır, şahsen böyle tipleri aptal buluyorum ben.

''Ay inanmıyoraaam yaaa o ayakkabıyı nasıl kombinlemiş hahahahaha''

''Ay şu bluzu gitmiş de sezon indiriminden almış , ben sezonunda almıştım hahahah' gibi muhabbetleri oluyor.

Günlük hayatta dert butonu olsa keşke, üniversitede böyle arkadaşlarım vardı ordan biliyorum :)

Kalabalığın gücünü sırtlarına alıp zorbalık etmişler sana. Kadın zorbalığı daha pasif agresif oluyor.

Senle alakası yok bir de bir sonraki gelen kişiye de aynısını yapıyorlar :D

kadınların birilerini süzmeleri daha bi' başka oluyor gerçekten. katılıyorum. çok afedersiniz bir göte kilitlenmeleri var, sanırsınız dünyanın en muhteşem şeyini izliyorlar. baştan ayağı süzmeleri de var evet, demek bunu sadece erkeklere yapmıyorlarmış.

kaç sefer fermuarı açık mı unuttum lan acaba diyerek kuytuda fermuarı kontrol ettim lan...

Kadınlar zaten birbirlerini erkeklerden daha cok suzuyorlar. 'O ne giymis, bu ne yapmis, aaaa sevgilisine bak, bla bla bla'. Neferkitty'nin dedigi gibi en basta ayip bu durum ama anlayana.

ben inceleniyorsam da farketmiyorum. bahsettiğin tarzda bir olay yaşamadım ama yaşasam sinirlerim zıplardı, gidip "hayırdır?" deme gereği duyardım açıkçası. sen de bir dahakine "ne baktın?" diye sorabilirsin. o neymiş öyle?

onun dışında karşı cinse, hemcinsime arada bakarım. ne kadar yoğun bakıyorum, rahatsız eidyor muyum bilmiyorum. olumsuz geridönüş olmadı bugüne kadar. genelde güzel saçlı kızlara ve klişe olacak ama güzel popolu erkeklere bakıyorum. bazen ellere de kitlendiğim oluyor. umarım kimseyi rahatsız etmiyorumdur.

ben bu tip durumlarda direkt art niyet arıyorum. amaç salt rahatsızlık vermek. kendimden örnek verecek olursam, bir kadına veya bir erkeğe dair herhangi bir ayrıntı çok hoşuma gittiğinde onu rahatsız etmemek ve tabii kendimi de rezil etmemek için fazla bakmamaya özen gösteriyorum. sadece bana bakmadığından emin olduğum zamanlarda kaçamak bakışlar atıyorum.

eğer bir kadın diğerini çok uzun süre süzüyorsa bu hareket ona "sende yolunda gitmeyen bir şeyler var" sinyali gönderip o kişinin özgüvenini baltalamak içindir. yüzde yüz. ve bu hareketin literatürdeki karşılığı basitliktir.

Ben bir kere bir kadın grubu tarafından süzülüp gülünmüştüm. Yanlış duymadıysam "Beyaz peynir gibi" demişlerdi. Kendileri tatile gitmişlerdi herhalde, bayağı bronzdular. İş yerimin yanındaki AVM'den öğle izninde yemek alırken olmuştu bu. Yeni annemi kaybetmiştim, o yüzden böyle bir olay yaşadım diye üzülmemiştim ama o kadınlar için üzülmüştüm ve ayrıca ten rengimden de çok memnundum/memnunum.

Beni süzenler genelde tek yürüyenler oluyor. Yüzüme bakıyorlar çokça. Toplu taşımalarda filan kıyafet süzen oluyor çok, o zaman dik dik bakıyorum, "Hayrola, ne var?" gibisinden kafamı sallıyorum.

kadın kısmısı çekilecek ızdırab değil.

Nispeten farklı giyim stilim ve bazen hava soğuk da olsa etek/elbise altına çorap giymemem dolayısıyla bol miktarda süzülüyorum. Rahatsız edici ve sinir bozucu bir durum ama alıştım artık; sallamıyorum. Sadece Türkiye'de olan bir durum bu bence ve gerçekten bir nevi taciz. Bu kadar dış görünüş meraklısı olmasak ne güzel olurdu.

torrent,

tek şarkı indiriliyorm u oradan?

hayır, albüm.
bearshare var bi de ordan tek iniyor

aynen ama hepsini indiremezsin, klasör olarak paylaşılmış torrent dosyalarında neyi indireceğini işaretliyorsun

pleer.com

www.youtube.com

bu şarkıyı bulamıyorum youtube dan indirince başka bişi çıkıyor, başka versiyonlarınında linkini geçersiz sayıyor. bi el atsanız ya ne muhteşem olur

geçenlerde şöyle bir yer buldum.

freemelody.net

çok ayıp yaptıgın git satın al. şaka şaka.. youtube to mp3

www.mediafire.com

spotify, itunes

ben oynadım. ama youtube linkim yok.

ben chrome'dan her zamanki gibi girdim.

mozilla açmıyör chrome açıyör.

geçmişi temizle - son bir gün.

bende sorun yok.

chrome arada bi açıyor arada bi açmıyor, kısa yoldan çözüm yatagantsın dediği gibi ekşi'nin ve duyuru'nun cookielerini silmekle geçiyor gibi.

en son pilotun uçağı kasıtlı düşürdüğüne yönelik bir haber çıkmıştı.

pilotun kasıtlı düşürdüğü yanlış hatırlamıyorsam İngiliz bir pilot tarafından iddia edildi sadece.

uçak Mars'a düşmüş olsa yine bulunurdu şu anki teknolojiyle.

Düşme ihtimali olan yerlerdeki okyanus derinliğine şu anki teknoloji ile ulaşılamıyor. Yani marsa gidiyoruz ama o derinliğe ulaşamıyoruz. Sebep sadece bu.

düşme ihtimali olan yerlerdeki okyanus derinliğine ulaşmaya gerek yok. uçak bütün halinde suya inip dibe batmıyor. suya inmiş olsa, pilot kendinden önce karakutuyu çıkarır ki bulunabilsinler. suya çakıldıysa da uçak parçalanmış olur. parçalar yüzeyde kalır. arama kurtarma çalışmalarında bulunur.

yahu, menzili dolayında saatlik uydu görüntüleri incelense, havadayken bile görülebilir. her türlü takip edilir.

bence newton'un yaptıklarını newton yapmasaydı zamanla başkaları da yapardı.

ama einstain öyle mi?

Bilim alanındaki başarılar sayılarla ölçülemedikleri gibi, sıralanamazlar.

TESLA

tr.instela.com

sorunun iki kişi arasında olması farketmez :)

yahu teslayı da biliyorum ama sorum iki kişi arasında hangisi daha büyük başarılara imza attı? Hangisi en büyük demiyorum, basit bir soru.

tesla demeye gelmiştim demişler. yine de tesla.

edit: sadece ikisi arasındaysa bence newton, newtonun yasaları olmasa einstain'ın yasaları olmayacaktı.
newton değil başkası yapardı yazan olmuş, einstain değil başkası yapardı da denebilir.

Tesla rules

Einstein'in fiziğe kattıkları ve prestiji, manhattan projesini ve atom bombasını tetiklediğinden kendisine hiçbir zaman sempati duyamadım. Bu bir başarıysa, evet einstein.

Newton hem matematikçi hem fizikçiydi.einstein ise sadece fizikçiydi.newton kendi bulduğu fiziksel yapıları anlatabilmek için matematiksel yapılar da kurmuştur (calculus gibi). Bu yüzden newton ile herhangi bir fizikçi ya da matematikçiyi kıyaslasak da hemen hemen aynı şeyleri söylerdim.

teska ikisii de öper.

Nicola Tesla

Hollowlife tesla cevaplarını silse küfür edersiniz yetiş hollowlife

Newton. Sanayi devrimi, makinelesme o bu su oncelikle newton'un yolunu actiklari sayesinde olmus bence. Einstein da az degil ama oncelik newton'un.

Neticede tarihsel olaylardir. Zamanlarina gore degerlendirmek gerekir. Hadi Einstein'in donemini biraz anlayabildik diyelim, Newton'un zamanini tahayyul etmek bizim icin neredeyse mumkun degil.

albert tabıkı de. newton dunyada yolmuzu bulmamızı saglamıstır albert uzaya cıkarmıstır.

Newton bir öncü olmuştur. Sonra sırayla bir sürü buluş, düşünce, yöntem, varsayım öne atılmış ve gelişerek devam etmiştir. Halen daha devam ediyor.
Sanki Einstein bir kaç adım önde gibi, yine de Newton abimizin çalışmaları da öncüllük ve cesaretle konuların üzerine gitme, düşünme, araştırma ve tartışma anlamında büyük önem arzeder.

tesla +1

Einstein bence. Newton klasik fiziği ilerleten adam, çok şey kattı bilime tabii ki, ama Einstein çağının ötesinde bu adam. Çok sağlam teoriler üretti, şuanki gözlemlerimiz bile yarım asır önce ürettiği teorilere uygun bir şekilde gerçekleşiyor.

Bi de her iki satır okuyan bellemiş tesla. Neyse bişe demiyorum.

ikisi de buyuk isler yapmistir. bu nedenle su daha buyuktur denemez. fakat bence. ewton'un yaptiklari cok daha baska bir duzlemde degerlendirilmelidir.

newton sadece fizik kanunlari bulmakla kalmadi. kopernik, martin luther, galileo, descartes, newton, leibniz, locke, kant..

bu adamlarin dunyaya katkilari lineer bir sekilde ilerlemektedir. kilisenin alasagi edilip, boyundurugundan kurtulunmasi ile birlikte insanlarin aslinda doğanın bir dilinin olduğunu bulmasi, her doga olayinin aslinda bir açıklamasinin olduğunun kesfedilmesi ve sonrasinda gelsin aydinlanma cagi, gelsin sanayi cagi.

kopernik, galileo dunyanin güneş etrafinda döndüğünu ve insanin evrenin merkezi olmadigini kanitliyor (halbuki kiliseye gore evren insan icin yaratilmis, insanin etrafinda dönüyor her sey). luther babanin civeri kapiya cakmasi. descartes'in, newton'in dusunce ve fizige katkilari ile aslinda gokguruldemesinin tanrinin kizginliginin degil, bir doga olayi olduğunun anlasilmasi falan.

kant, locke, Rousseau, fransiz devrimi, sanayi devrimi. bin turlu sey var daha...

newton bu adamlardan biri olduğu icin gozumde yeri ayridir.

şuraya tesla yazanlara çamaşır makinesi mi alayım buzdolabı mı alayım diye sorsan komidin al derler.

şuraya tesla yazanlara karakalem mi yağlı boya mı diye sorsan suluboya diye cevap verir.

şuraya tesla yazanlara izmir mi istanbul mu diye sorsan jüpiter diye cevap verir.

einstein bence de. şuan modern fizik adı altında ne yapıyorsak einstein'ın çalışmaları sayesinde. hatta bildiğim kadarıyla kuantum fiziğinde newton'un kanunları geçerliliğini yitiriyor.

Newton'ın en büyük katkısı calculus'u geliştirmek oldu ancak rakibi de vardı; Leibniz. Newton ve Leibniz integral ve diferansiyel hesabını birbirlerinden bağımsız geliştirdiler (farklı gösterim ve sembollerle ama aynı şey).
Sonunda uzun uzun oturumlar düzenlenip tartışıldı, tarihe bunlar kimin olarak geçecek.
Newton'ın olarak geçti sonuçta ama siyasi gücünün de önemi büyük burada.

Einstein'ın teorileri ise genelde şu an adını hatırlayamadığım hocasının düşüncelerinin üzerine kurulu.

Tek bir kişinin öneminden bahsetmek zor bu nedenle, tüm insanoğlu aslında tek bir makina; birlikte yapmış her şeyi.

abi bence tekerleği bulan adam hepsine koyar ya.

Banka havale ücreti kesiyor 5 tl de ondan.

Ayrıca çok da dert değil parayi ay sonu alıyorsa. Ödüyor ya

adamla konuşun 30'una alın ödemeyi.

Bence ortada pek bir sorun yok. Bankanın kestiği bariz, 5 lira için kesinti yapacak değil herhalde. Ayın 30'unda ödemesi de sorun olmaz, kiracı çıkarken fazladan oturduğu 1 haftayı depozitodan kesersiniz.

depozitosunu geri verirken biriken 5 liraları kesebilirsin. 7 günlük gecikmeler kira ödemelerinde sorun olmasa gerek..

problem yapma, adam ödüyoya o da yeter. allah başka dert vermesin :)

@sadakatsiz komik olmuş. ortada bi anlaşma var. buna başta imza atıyosun. imzayı da siktir et tamam diyosun. tamam ufak mevzular bunlar da. eksik yatırılan para % kaça kadar tölere edilebilir örneğin?

birilerinin bir şeylere sahip olması diğerlerinin de daima kiracı olarak kalmasının sebebi bu sayılmayan ''5 - 10 kuruşlar ''.
kontratta 600 yazıyorsa ev sahibinin eline geçmesi gereken tutar 600'dür 599.99 değil.

banka kesiyor nedir?
siz hangi bankaları kullanıyorsunuz?
bankaların çoğu gönderi ücretini eft miktarından düşmüyor kiracınız garanti , iş bankası , finansbank veya yapı kredi bankalarından birisini kullanıyorsa bilerek 5 lira eksik gönderiyor demektir.
600 lira 5 lira eft ücreti der bankalar onaylarsın 5 lirada hesabından düşer.

600 liraysa 600 lira 1 kuruş eksik dahi yatıramaz.

Konuşun kiracınızla sözleşmenizi ayın 30u olarak belirleyin birde eft ücreti düşüyor galiba her seferinde maaş hesabı değil mi sizin hesabınız gibi sorular sorun.

Büyük ihtimalle atmden yatırıyor kirayı, 5 tl başkasının hesabına para yatırılırken kesiliyor, açıkçası ben birine para gönderirken kesilen parayı da hesaba katıp ödeme yaparım, birine kargo göndereceksem asla alıcı ödemeli göndermem mesela ki benzer bir örnek bence, burada bence konu 5 tl değil, tavır, yoksa 5 lira eksik 5 lira fazla kimse ölmez.

Kirayı yatırdığı gün için de, 7 gün geç olmayabilir ama baştan hangi gün (yaklaşık olarak) ödeneceği belirtilmeli bence.

Özetle bence de dert etme gerçekten mühim olan düzenli ödeme ama 'ne var canım çok normal' diye tepki verilecek durumlar değil bunlar.

Nasıl banka kesmez 5 tl yi ben 3 sene boyunca paragoz evsahibi için kiraya 5 tl fazla yatırdım hep bal gibi de kesiyor du. Hatta ilk kestikten sonra diğer ay yatır kalanı dedi ya. İsbankasi hesabı vardı kesmesin diye hesabının olduğu bankaya gidiyordum yine de kesiyordy

Bence adam o 5 liranin kesildiginin farkinda bile degildir yoksa 5 lira icin cimrilik yapacağını sanmam.

Tarih konusunda da soylemis iste, maasi o zaman aliyormus. E günü gunune 30unda yatiriyorsa da sorun çıkarma bence.

ben de kira verirken banka 4 lira kesinti yapıyordu. bu kesinti mevzusunu ev sahibime söylesem öğrenci olduğumdan -ya da olmasam da- önemli değil kessin, sen fazla yatırma derdi, eminim. yine de ben 4 lira fazla yatırıyordum ki adama para tam gitsin.

@sadakatsiz'e katılıyorum, 5 lira sorun edilmemeli. ancak bence o 5 lirayı ev sahibinin önemsememesinden önce kiracının önemsemesi gerekiyor. bu konuyu ev sahibine taşımadan masraf kesmeyen bir yol bulması ya da 5 lira fazla yatırması gerekiyor. hani çocuk yetiştireceksek 5 lira da olsa eksik göndermeyecek sorumlulukta çocuk yetiştirmek daha doğru olur diye düşünüyorum.

ayrıca soruya tam anlamıyla cevap vermek gerekirse; dostum adamla bunu güzel güzel konuşabilirsin yani. ararsın, hacı her ay 5 lira eksik geliyor kira. banka falan mı kesiyor, bunun masrafsız yolları falan da var parayı bankalara yedirmeyelim, dersin. bir de adam maaşını 30'unda alıyor ve her ay da sana kirayı düzenli bir şekilde 30'unda ödüyorsa bunu sorun edecek bir şey göremiyorum ben ortada.

bu adamın banka hesabı yok sanırım, atmden direk hesabınıza yatırıyor. yoksa internettten ödese o 5 tl yi keserken 605 tl hesaptan düşerdi.
ödeme tarihi konusunda zaten 5 gün falan sözleşme müsamahası oluyor, çok sıkıntı değil yeterki ödesin.

şu an doğru olanı yapıyorlar.öyle kimlik gönderip ehliyet alanlar yüzünden kim bilir kaç tane kaza oldu kaç insan öldü.zaten bu sınavı geçemeyen insan arabada kullanmasın ehliyette almasın doğal olarak.

yuh. ne olacaktı yani? sen bu soğukta üşüme diye adresine ehliyet gönderecekler, aldığın ilk arabayla kaza yapıp cana mal olmana izin mi vereceklerdi?

arkadaş ülkede çok nadir de olsa bazı şeyler doğru yapılıyor. ama işte alışmadık götte don durmaz, o da millete doğru gelmiyor.

soruyu doğru soramadım herhalde. sınav gereksiz zorlaştırılmış. geçiş dönemi olduğundan mıdır nedir abartmış durumdalar. tabii ki bir standartı olmalı herkese ehliyet versinler demiyorum. adam beni parktan bıraktıktan sonra eskiden geçmek çok kolaydı. artık bize sınav öncesi toplantıda geçirmeyeceksiniz diyorlar dedi. eğer ben bu işi beceremeyeceksem bırakayım, vazgeçeyim diyorum. yada belirli bir çalışmayla yaparsın gibi cevaplar bekliyorum. deneyimlerini aktarmaları için sormuştum. yine geldiniz vurdunuz, öldürdünüz.

Demek ki araba kullanmayi bilmiyorsun.

öğlen yesen? o zaman 5-6 yerine 7-8'de yersin olur biter.

O zaman da 10-11 gibi acıkacağım ama?

hayır, öyle olmayacak. 5-6 öğünü 2. öğün oldugu ıcın hemen 3 saat sonra acıkıyorsun.

7-8 öğünün 3. öğün olacağı için 10-11'de o kadar da aç olmazsın.

bir öğün sebze yemeği, bir öğün protein(kırmızı et/balık/tavuk) yanlarına salata ve yoğurt. bol bol su tüketimi- en az 2 litre. her öğünde en fazla bir dilim tam buğday ekmeği. aralarda atıştırma olarak meyve alınabilir. makarna/pilav olmasın, baklagilleri kıs.

miktarları vücudun kalori ihtiyacına göre değişmekle birlikte diyetisyenler buna benzer beslenme tarzı öneriyor genelde.

ama en önemlisi de öğün atlamamak. öğlen yememek çok sağlıksız. yiyecek ortamım olmuyor vs diyorsanız da akşam yemekten sonra atıştırmalık olarak bir avuç badem yanına bir elma ya da iki kivi vs klasik diyet atıştırmalıklarına yönelebilirsiniz.

içki olayı yeme alışkanlıklarını da değiştiriyor. özellikle gece saatleri bünye kalori almaya alışmışsa bunu yenmek zor, organizma hem alkol istiyor hem de atıştırmak.. kendimden biliyorum.

valla bir süre az da olsa kalori almak gerek o saatlerde. sonra dayanamayıp amk diyerek bi akşam tekel bayisine dalıverebilir insan.

ben bu diyet etimek diyorlar kızarmış.. onlardan iki dilim çıkarıp üzerine labne sürüyorum yoksa az peynir,iki üç zeytin, yanına bir ufak domata bir sallama çay, baktım o da tutmadı bir ufak elma vs yapıyorum. saat 10 civarları vs. ilk amaç göbeği eritmek değil alıskanlığı köreltmek.

arkadaşlar tesekkürler. Benim esas sorunum göbek. Diğer yerlerde sorun yok. Yani çok da kilo vermek istemiyorum. Sadece göbek gitsin.

bakayım yemeden deneyelim biraz.

"The Room" a gittik geçen hafta müthişti, çok güzel bir deneyim oldu benim için, senaryo değişince yeniden gideceğim..

Soruya soruyla karşılık vermek olacak ama Ankara'da var mı bunlardan?

var var. gercekkacisoyunlari.com

Nerde olm bunlar. Bizim niye haberimiz yok?

He tamam :)

istanbul'da odadan kaçış var: www.odadankacis.com bunun ankara'da da şubesi yeni açılmış. aynı siteden ulaşabiliyorsunuz yine. Ben istanbul'da gittim, beğendim.

Anadolu yakasındaki tüm oyunların listesine buradan ulaşabilirsiniz. www.kacis-oyunlari.com Ayrıca illere göre tüm listeye de ulaşabilirsiniz.

Kitaplarını okuduysan ve kitaba sadık kalınması taraftarıysan zaten göreceksin ki film pembe dizi gibi olmuş. Dolayısıyla bir de dublajlı izlersen hepten atv de akşam kuşağı dizisi izliyormuş gibi hissedebilirsin. Bence evde orjinal.

hobbitleri hiç sinemada izlememiştim dediğin gibi geçende bende dublajlı izledim bir yerde 3d olmasaydı daha iyiydi bence ben pişman olmadm izlediğime seslendirme gayet güzeldi.

Normalden fazla. Kendime zulmetmekte pek iyiyimdir.

kişiden kişiye değişiyor.

Kadınlara daha az, erkeklere daha çok olmakla birlikte tahammül etme kapasitem gerçekten çok yüksek.

Ancak çok ama çok nadiren ani patlamalar yapabiliyorum.

ak it görünce çıldırıyorum kesin ve kesin.

insanlara;

iş hayatında, işim gereği gereğinden fazla. an geliyor personelimin hatası yüzünden laflarıyla dövüyorlar, bir yüzüme tükürmedikleri kalıyor, yine de alttan alıp müşteri memnuniyeti kapsamında hiç haketmeyen insanlara asla haketmeyecekleri jestler yapıp özür dilemek durumunda kalıyorum. sanırım biraz da bundan dolayı özel hayatımda insanlara fazla tahammül edemiyorum. biraz sabır göstersem halledebileceğim, yoluna sokabileceğim meseleleri kestirip attığım, karşımdakini allak bullak ettiğim, sonra maddi manevi daha fazla bedel ödeyerek hallettiğim çok oluyor. böyle böyle artık ben de hata yaptığımda insanlardan bana karşı tahammül göstermelerini beklememeye başladım. hata yapıyorsan boku yedin hesabı.

bir şeyden kasıt nedir tam çözemedim ama, eşyalara tahammül bakımından da, bozuksa, istediğim gibi çalışmıyorsa, randıman alamıyorsam direkt siktirediyorum çok afedersin. :D

Her boka Tayyip, Ak it diye atlayan dangalaklar beni çileden çıkartıyor. Onun dışında sabırlıyımdır.

İstanbula gitmek.

dışarısı deli gibi soğuk bir de felaket rüzgar esiyor markete gitmeye üşeniyorum

evin içi 15 derece

(bkz: night on earth) izleyeceğim

acılı bir pilates dersinden döndüm, çay içip tv karşısında yayılmaktan ötesi imkansız gibi.

Yine seks :/

Yemek yapiyom sonra film izlicem.

Tras olacagim
Sinav basvurusu yapacagim internetten
Botlari temizleyecegim
İnternetten tras makinesi bakacağım
Birkac sey daha var da hatirlamiyorum.

Bir yıldır süren bir projeyi bugün bitirip teslim ettim. Bir yıl sonra ilk kez bu akşam yapacak bir şeyim yok.

Sevgilimin ustune salep dokup icmek.

ders çalışmak. çalışacaklara ve kendime başarılar diliyorum.

PTT ve sıcak bi banyo.

Tavuk/köfte/rakı/trtmüzik/muhabbet.

soğuk yüzünden bakkala sigara almaya çıkmadım, 1 saat sonra yeğenlere kardan timsah yapmaya gidicem aklı olan çıkmasın zaten

parkta koşu.

anadolu efes-unicaja malaga maçının ilk yarısını izleyeceğim. saat 21:45'te barcelona-panathinaikos'a geçerim. o maçın sonucuna göre gecenin geri kalanı şekillenecek. ya internette mutlu mutlu takılcam ya da internette mutsuz mutsuz takılcam.

www.youtube.com

finaller

Bunu meteorolojiye sormak lazım. Görüş mesafesi hava açık değilse en iyi ihtimalle 5 mil falandır. Dolayısıyla etraftaki çatıların süslediği bir manzara olur o.

bok gibi manzarası, galata kulesine falan çıksanıza. galatada her yer teras hepsinin manzarası muhteşem.

vital haklı. manzara denmez ona, iğrenç bir çarpık görüntü. galata'nın falan en azından bir anlamı var.

Haklısınız. Galata da çok iğrenç aslında manzara anlamında. Ama gece çok güzel olacağını düşünüyorum. Derdim bulutlardan ya da sisten bile şey görememek. Ya da dondurucu soğuk olur mu mesela.

geçen sene ben. bu yaz biraz tedavi gördüm. şimdi bu yüzden ailemin evindeyim. canım bazen çekiyo bazen çekmiyor. ama sürekli aklımda. bir sene sonra tekrar taşınıp başlama hayali kuruyorum.
zarar olarak iş kaybı gün kaybı arkadaş kaybım var.

bir kaç yıl önce ciddi kumar bağımlısıydım. çok ciddi paralar kaybettim pro masalarda. çok güzel paralar kazandım amatör masalarda. pokerden bahsediyorum. oynamadığım her saniye işkence gibi geliyordu. sanki fırsatım olan her dakika oynasam çok para kazanacakmışım gibi saçma saçma hisler vardı kafamda. sonra sonra kendiliğinden gitti bu hırs içimden. sıkıldım mı ne oldu bilmiyorum ama bir buçuk yılın ardından bıraktım. yani tam bırakmadım ama bağımlılık olayı kalktı.

aynı dönem alkolde de sıkıntılar çektim çok. onunla mücadeleye aynen devam ediyorum ama.

geçen gün bizde kalan arkadaşın bir arkadaşı alkol bağımlısı ve tedavi olacak diye geldi. bir gün bizde kaldı benim cüzdanı çaldı. emin olamadık, o mu çaldı diye bir sorgulayalım, gözlem yapalım diye ertesi gün yine davet ettik bu sefer de ipad'i çaldı gitti.

adam meğer kokain bağımlısıymış. para yetiştiremiyormuş. olaylar büyüdü falan ama şunu anladık ki hayatı resmen boka dönmüştü. yaşayan ölü olarak geziyor, sadece kendisine değil çevresine de zarar veriyordu.

kumar bagımlılıgı obsesif kompulsif bozukluk sahbi olanlarda oluyor diye okumustum.

alkol bağımlısı bir arkadaşım vardı, babası da aloklikti ve hem genetik hem psikolojik bir bağımlılıkmış çocuğunki.

içmeden duramıyordu. her gün şişe şişe viski falan o derece. su yerine bira içerdi resmen. sonra psikolojik yardım aldı, ilaç sayesinde tamamen kurtuldu. aradan geçen 1 yılda hiç içmedi. şimdi nefret ediyor 3-4 yıl oldu bırakalı.

umutsuz olmamakta fayda var, psikolojik destek alın. ben de sigara konusunda tam bir bağımlıyım. sigarasız hayat ölüm gibi. ama karar verip deneyeceğim doktorla.

Babam 2 günde 5 paket marlboro bitiriyor. Bence çok zararlı bir bağımlılık, bildiğin hastalık. Evdeki kedilerin tüyleri sigara kokuyor artık.

ev arkadaşım alkolik. içmediği akşamı göremedim henüz. işini etkilemiyor ama. yine de içmeden yaşayamayacağına eminim.

alkol bağımlısı olduğumu düşünüyorum.. ve öyleyim..

var. hepsi için ortak olan konu hayatlarının mahvolması.

uyuşturucu kullanan öldü.

kumar oynayanın ailesi dağıldı. boşanmadan bir iki yıl sonra çok ağır hastalandı. hastalanınca eski eşi ona baktı. sonra adam kumarı bıraktı yeniden evlendiler. şimdi iyi gibiler. kadın pek mutlu değil, çeşitli hastalıklar baş göstermeye başladı. kayıpları çok fazla. uzun süre borç ödediler hala da ödüyorlar sanırım. kadın ek işler filan yapıyor.

bilgisayar bağımlısı olan çalışmıyor. arkadaşları azaldıkça azaldı. çevresi yok gibi bir şey. olanlar da onun gibi bilgisayar bağımlısı desem yalan olmaz. arada görüşüyorlar. toplaşıp oyun filan oynuyorlar. anne baba ölünce nasıl yaşayacak bilmiyorum.

alkol bağımlısı olan kazancını hiç ediyor, gecenin bir yarısı genç karısını çağırıp gel beni al buradan cüzdanımı kaybettim diyor. o kadar çok cüzdan kaybediyor ki...

başka bir alkol bağımlısı gece evden kovardı karısını. kadın evin bodrumuna saklanırdı sabaha kadar. ev iki katlı eski tip bir evdi, bodrum dediğin de evin altı. basık izbe bir yer. çocuklar ağlaşırdı, duyardık.

bir de şu var konuyla ilgili:
(kumar problemi ve uçup giden bir hayat)
www.eksiduyuru.com

limon.6degreesunder.com

sub-etha da limon.

kontrolsüz güç, güç değildir

yok valla üzgünüm. daha erkene çekebilirsin ama. istersen okulda nasıl sıçılır konulu bilgilendirici bir yazı yazabilirim?

yemek zamanı alışkanlığını değiştir, çıkıcak bişey olmazsa 12'de sıçmazsın.

düzenli yemek yiyerek. sabahları makul saatte duzgun bir kahvaltı yaparsan, okula gitmeden önce evde bi temiz sıçarsın. kahvaltıdan sonra sıçmayan bizden değildir.

Aksama degilde sabah uyanincaya cekmek daha mantikli. Cunku aksam yemegi de ancak sabaha posasini birakir, iyicene birikir.

Sabaha cekmek istiyosan uyaninca surekli hareket halinde ol. Evin icinde yuru, zaten ise/okula gitmek icin hazirlaniyosundur. Sonra gir tuvalete otur ikin, su falan tut yani ne diyiyim.. Aksam pizza(sosisli salamli), mercimek koftesi, bakliyat turu seyler yersen bi sure o senin tuvaletini getirir sabah.


Yok aksama cekmek istiyorum ben diyorsanda 1 hafta falan sikinti cekmen gerek. 12de geldiginde yapma aksama kadar tut, 5-10 gunden sonra aksama cekilmis olur.

Bu isler zor degil sadece alisma suresi var o kadar.. Bir de herkesin dogasinda var ama bahsederken midem bulandi bea.. Samimiyetin icin tsk ederim yinede..

ben üç gün tutabiliyorum la ne demek her gün öğlen yapıyorum :/

evin içinde çığlık attım şuan lol

Var. Her gün aynı saatte tuvalete git. Olmasa bile git.

Arkadaşlar utanç verici farkındayım :d

www.systemrequirementslab.com

burdan bak emin ol ama bence oynarsın.

www.systemrequirementslab.com

işlemcin zayıf aga :/

@m murphy hiç oynayacak durumda değil mi:/

çalışır ama tatmin eder mi, oynanabilir olur mu emin değilim. satın almadan önce torrent'den indirip denenmeli.

@proletarier aller lander vereinigt euch abi bazen buradan yeterli gözüküyor ama oynarken problem çıkıyor üzülüyorum :(

bu arada benim için sonuncusu olması çok önemli değil. ilk sürümü bile olur. avrupa kıtası ve istanbul olsun yeter.

bence de en mantıklısı torrent'ten çek dene önce.

aha bu da bonus.

www.youtube.com

kanka sana şöyle söyleyeyim. oyunu oynayacaksın ve seni tatmin etmeyecek. yine de oynayacaksın, oynarsın bu makinayla. oynadıkça youtube'dan videolar izleyeceksin, hem öğrenmek hem de izledikçe izlemek de hoşuna gideceği için. sonra zamanla videolardaki scenerylere, uçaklara falan heves edeceksin. onları da isteyeceksin. istediklerini oyuna ekledikçe daha da çok kasacak. kastıkça çıldıracaksın. sonunda tamamen bırakacaksın.

:(

oynatır fsx zaten 2006 çıkışlı bir oyun.

kitapları oku.

sonra birlikte uçarız :)

ölmeden önce lotr, silmarillion, güç yüzükleri, hobbit, kayıp öyküler kitabı okunmalı.

Flight sim. X

şahsen ben flight simx tercih ederim

1 saat boyunca romanı oku. Daha sonra da Flight Simulator oyna.
Şahsen, ben öyle yapardım.

oku.

sadece davet ile üyelik mi :(
en son 31 ağustos'ta aktif olmuşlar. ayrıca duyuru değil de sözlük toplaşması.

ben duyuruya özel açayım bir tane bari :D

burada olup yazar olmayanlar da var ya. onları da katalım aramıza daha iyi olur :)

ben amsterdam a giremedim bile kasma yüzünden :(

şu lanet şeyi mace yapsalar ya artık

oh on numara, indirimden ets aldım sırf mp çıkar bi ara diye.

herhangi bir fotoğrafçıya götür, bunları vesikalık istiyorum şu kadar olsun de.

aynı parayı alacaktık abi niye şeyettin ki diyecek.

fotoğrafçılar kendisi resim çekip getiren kişilerden aynı parayı alıyor gene. o yüzdenr esmini kendin çekmen fiyat olarak bir şey değiştirmez.

ama ben de kendi vesikalığımı kendim çekerim hep. bok gibi çıkmıyorum böylece.

bir şey yapmana gerek yok, resmi fotoğrafçıya ver o ayarlaryıp çıkartır. böyle 6şarlı yapmana gerek yok.

ama resim kağıdı alıp kendin yazıcıdan çıkartabilirsin o zaman lazım olur.

Sırf fotoğrafçılara para vermemek için renkli güzel baskılı yazıcım var. Bütün tanıdıklarımın fotoğrafını ben çekip çıktı alıyorum evde...Sizde alın evinize güzel bi yazıcı herkese faydanız olsun. 6 tane resme 10tl vermeyin.

1- vesikalık fotoğraf makinesiyle çekilir
2- 10x15cm boyutlarındaki fotoğraf kağıdına 4 adet gelecek şekilde bilgisayarda boyutları ayarlanır
4- hazırlanan dosya usb belleğe atılır.
5- en yakın mediamarkt, teknosa vb. gibi yerlere gidilir
6- usb'den baskı alabilen cihazlara usb takılır
7- 10x15 boyutlarında 6 adet baskı alınır. 24 adet vesikalık elde edilmiş olur.

fotoğrafçılar elden götürülen dosyanın çıktısı için vesikalık parası istemeye devam etsinler. bu kafayla çok para kaybederler.

bu yöntemle 24 adet vesikalık ortalama 2,1 liraya mal edilebilir. 10x15 baskı fiyatı 35 kuruştur.

Bunun sebebi steve jobs'un laneti diyolla

ilk kez duyuyorum, iphone 6 kullanıcısıyım.

istiyorsanız apple forumlarına sorun bi öncelikle, belki yaygın bir sorundur. Olmadı apple store

Ben de baktim simdi. Gayet sessiz. Cit yok. Gotur cinyislara.

Onemli biriysen dinleniyor olabilirsin haci.

Ben de 2-3 aydır kullanıyorum. Hiç böyle bişi olmadı.

Bir de saclarım dökülüyor sinir stresten..işsizlik var depresyon var hastalıklar var filan ..normalde kel olmaktan gocunmam ama böyle sebeplerden saclar gidince kötü oluyor insan

1- bence telefon daha buyuk icat. Netekim binkerce km uzakligi aninda aliyor. Ucak oyle mi efendim. Telefonla bir dakijada ulasabildigin yere ucakla 7 saatte gidebiliyorsun mesela.

2- bunun icin tekrar doktora danismalisin bence. Ciddi saglik problemlerini burada sormak anlamsiz. Tedavi seni tatmin etmiyorsa doktor degistirmelisin.

3- askere gitmedim ama sanirim disardaki gibi degil asker reviri.

4- bu tip ani stresten dokulen saclar uzerinden cok zaman gecmeden stresten kurtulursan geri cikabilir. Kokler tamamen olmemis oluyor. Askerden donup is bulur ve ayda 300 lira atarsan kenara bir yil sonunda ektirirsin sac. Eskisinden daha iyi olur dert etme :))

Gümüşsuyu'ndan binebilirsin.

15 dakika yurucen aga

taksim'den darphane ne alaka, sen nereye gideceksin tam olarak?

goo.gl

110, 112, 559c, 129t bunlar gezi parkı'nın aşağısından kalkıp beşiktaş'tan geçen otobüsler.

Karnabaharları haşla. Miktara göre un, yumurta ve çok az sütü çırp. Bu karışıma batırıp yağda kızartabilirsin.
Normal yemek gibi yapabilirsin veya beşamel sos yapıp fırında kızartabilirsin...

yumurta ile galetaya bulayip kizart. haşlayip eksili salatasını yap.

Karnabahar yemeği sevmem hatta kokusuna bile pek dayanamam. Ancak karnabahar, brokoli, havuç, mısırv ve tatlı kırmızı biberi doğrayıp buharlı pişiricide pişiriyorum. Sonra üzerine dereotu doğrayıp zeytinyağı ve kekikle servis edilir. Yemek sayılmaz ama buharda piştiği için sebzelerin tüm lezzeti içinde kalıyor üstelikte çok sağlıklı.

Hmmm istediğim gibi tarif gelmedi. Daha böyle yemek gibi yahut zeytinyağlı gibi bi şeyler yok mu deneyip beğendiğiniz?

bildiğimiz kızartma dışında mı?
annem salçalı yapardı. yine kızartıyordu unlayıp. sonra salçalı sosta pişiriyordu. üzerine yoğurt koyup yiyorduk. lezzetli oluyordu.

haşlayıp salata yapıyorum arada limonlu yağlı.

haşladıktan sonra başamel sos yapıp fırınlayabilirsin. kerevizde de güzel oluyor böylesi.

hımm başka, çorba olabilir. minik minik parçalara ayırıp mevsim sebzelerinden de koyarsın pırasa lahana istersen havuç biraz. et suyuna, harika oluyor. sebzeli konsome gibi düşün.

çok daha farklı bişi isterim dersen okonomiyaki tarifini karnabaharla deneyebilirsin. güzel olur gibi sanki.

www.nefisyemektarifleri.com

Geçen gün bu tarifi uyguladım, çok da lezzetli oldu. Tavsiye ederim.

Yahu daha ne tarif gelsin ahahh. Soğan ve salçayı kavur. Karnabaharı ekle, su ekle yemek yap o zaman...

zeytinyağlı var. şöyle ki;
doğradığın havuçları zeytinyağında(tencere dibini kaplayacak kadar 2-3 çorba kaşığı oluyo heralde burda yağ daha fazla da koyabilirsin istersen) rengi dönene kadar döndür, o sırada bir su bardağı kadar portakal suyu sık. güzelce yıkayıp küçük küçük ayırdığın karnıbaharlar ı havuçlar kıvamını bulur bulmaz tencereye ekle. biraz da birlikte döndür. (bu noktada bir diş sarımsak ekliyorum ben mutlaka sevmeyen eklemesin.)
ardından portakal suyunu dök ve kapağı kapa altını kıs. üstüne su eklememek için kendi suyuyla pişmesi önemli çünkü yoksa yavan bi tadı oluyo.
pişmeye yakın biraz tarçın, isteğe göre azcık bahar ekleyebilirsin.
tuzu da ya havuçları döndürürken ekliyorum yada diğer baharatlarla birlikte yoksa sebzenin kendi suyunu bırakmasını etkiliyo yine tadı bi kötü oluyo.

normalde zeytinyağlı yaparken yemeğe şeker de atılır azcık ama burda portakal suyu olduğu için şeker demedim.

bi de bana sorarsan ben yağlı kağıdın üstüne karnı baharları serip üstüne kimyon kara biber pul biber tuz ve bazen köri bile ekleyip uçları yanana kadar fırınlıyorum. çıkartıp soğutunca muazzam bi çips tadı gibi bişey oluyo öyle seviyorum en çok.

karnabahar etli olur mu ya? :) etsiz yeni zaten. brokoli gibi haşlanır o kadar.

@secilmiş kıyma koyuyorlar yemeğine, bizde her sebze yemeğine et konulabilir biliyosun.

un ve yumurtayla kızartıp biraz soğuyunca üstüne sarımsaklı yoğurt ekleyip dolaba koy. migros'tan da şakşuka al. yanına da bira çek. oh.